Mitral kapağın sol kulakçığa sarkması (prolapsus, dejeneratif kapak) ailesel geçişlidir. Kadınlarda sık görülür. Kapağa ve bağlarına sağlamlık veren kolajen yapımı bozuktur. Buna bağlı olarak da bağlarda ve kapakçıklarda uzamalar ve kopmalar meydana gelir. Yüzde 90’ın üzerinde tamir edilebilir. Ayrıca romatizmal kalp hastalığı, geçirilmiş kalp iltihaplanması, kalp krizleri ve doğumsal nedenler de mitral kapak yetersizliğine sebep olabilir.
Hastalık başlangıçta belirti vermez, ilerledikçe belirtiler ortaya çıkar. Bu aşamada kalbin vücuda pompaladığı kan miktarında azalma meydana gelir. Kalp, bu azalmayı telafi edebilmek için daha çok çalışır ve daha hızlı atar. Bu da kalbi yorar. Belirtiler ilk dönemlerde iş yaparken veya egzersiz sırasında ortaya çıkabildiği gibi, hastalık ilerledikçe dinlenirken de görülür. Yorgunluk, bitkinlik, çarpıntı, egzersiz sırasında nefes darlığı, yetersizliğin şiddeti artmışsa veya kalp yetmezliği de eşlik ediyorsa yatar pozisyonda nefes darlığı ve gece oksijen açlığıyla uyanma gözlenebilir.
Erken tanı önemlidir. Tanısal açıdan en önemli ve en kolay tetkik ekokardiyografidir. İleri tetkik olarak Transösofajial Ekokardiyografi (TEE) yapılabilir.
Hastanın kendi kapağının tamir edilmesi, dünyada kabul edilen en iyi yöntemdir. Mitral kapak tamirinin, değişime göre avantajları arasında, erken ve geç dönem yaşam beklentisinin daha iyi olması, kaliteli bir yaşam sunması, kalbin fonksiyonlarını iyi koruması, enfeksiyon ve felç geçirme riskinin daha az olması ve kan sulandırıcı ilaç kullanımına gerek kalmaması ön sıralarda geliyor.
Cerrahi tedavi, klasik sternotomi tekniğiyle veya minimal invaziv yani doku hasarının en az olduğu metotlarla yapılabiliyor. Özel cihazlarla sağ göğüs bölgesi meme altından veya sağ koltuk altından açılan küçük kesiyle operasyon gerçekleştirilebilir. Cerrahi alanın görüntülenmesi için endoskopik kamera kullanılabilir.
Bizim ekibimiz, Mitral kapağın cerrahi onarımı veya Mitral kapak replasmanı operasyonu için koltuk altı cerrahi tekniğini kullanmaktadır, Mitral Kapak operasyonlarını, sağ koltukaltından ( İnfra-aksiller), kaburgalar arasından, kas ve kemik kesmeden, küçük bir kesi ile (mini-torakotomi ile) gerçekleştirmekteyiz.
Koltuk altı cerrahi tekniği ile yapılan minimal invaziv yaklaşımların avantajları:
– Hasta ameliyat sonrası daha hızlı iyileşir,
– Yoğun bakım ve hastane kalış süresi kısalır.
– Kan transfüzyon ihtiyacı azalır.
– Ameliyat sonrası daha az ağrı olur.
– Ameliyat sonrası İstediği pozisyonda yatabilir, göğüs kemiği önden açılan hastalar gibi uzun süre sırtüstü yatmak zorunda kalmaz..
– Özellikle aşırı kilolu (obes) ve uyku apnesi olan; sırtüstü yatamayan, uyuyamayan hastalar için uzun süre sırtüstü yatmak zorunda kalmamak çok büyük bir konfor sağlar.
– Ameliyat sonrası hasta yardım almadan, rahatça tek başına yataktan kalkabilir, kendisi yatabilir, rahatça öksürebilir, göğüs kemiğinin açılma riski yoktur.
– Özellikle yaşlı, kemik erimesi olan ve aşırı kilolu hastalarda korkulan göğüs kemiğinin açılma riski, kemik kesilmediği için, bu teknikte yoktur.
– Ameliyat sonrası yara yeri çabuk iyileşir.
– Sternotomi insizyonlarında görülme olasılığı daha yüksek olan hipertrofik skar (keloid) gelişme olasılığı neredeyse yok gibidir.
– Kemik kesilmediği ve göğüs kemiğinin açılma riski olmadığı için enfeksiyon riski düşüktür.
– Hasta erken taburcu olur.
– Ameliyattan hemen sonra günlük hayatına daha kolay ve hızlı dönebilir, uçağa binebilir.
– Ameliyattan kısa bir süre sonra otomobilinde sürücü koltuğuna oturabilir.
– Emniyet kemeri takabilir.
– Göğsüne darbe gelmesinden korunmak zorunda değildir.
– Kollarını rahatça kullanabilir ve ağır kaldırabilir, yüzebilir.
– Ameliyat yeri koltuk altında olduğu için kolay kolay görünmez.
– Daha iyi kozmetik sonuçlar sağlar.